18 Kasım geldi çattı ve Atatürk Havalimanı yoluna düştüm sabaha doğru. Şansıma Venezuela'dan bir arkadaş ile beraber dönüyordum Madrid'e kadar. Kapıda bizim görevliler akıllarına ne gelirse soruyorlar; Kimsin, ne işin var, hani davetiyen nerede? Hemen söyleyim hiçbir belge filan almadım yanıma ve yine de geçtim. Demek ki bilet yeterli oluyor sadece.
Madrid'e vardığımızda görevli pasaportum bomboş olmasına rağmen şöyle bir baktı ve geç dedi. (Boş pasaportlar sorun çıkarmıyor denildiği gibi.) Arkadaşımı uçağına bindirdim ve Bogota uçağını beklemeye başladım heyecanla. On buçuk saat havada pek kolay geçti diyemem. Zaten heyecandan uyku girmiyordu gözüme ve hava birtürlü kararmak bilmiyordu - zaman algım iyice ters düz oldu diyebilirim. İndiğimizde saat 19:30 olmuştu - yaklaşık 40 dakika gecikmiştim ve immigracion sırasında uzuuuun bir kuyruk oluşmuştu.